Mustafa Onat's items Go to Must.'s photostream

24 Ocak 2012 Salı

Bir sabah

Bir sabah uyandığımda buradaydım. Böyle yazınca orada bulunma halim plansız ve belirsizmiş gibi oldu. Gece ulaştığımızda inanılmaz bir fırtına vardı, elektrik kesikti ve her yer zifiri karanlıktı. İş gezisi için gidilebilecek sakin bir yerden çok; gençlerin sırayla öldüğü basit bir gerilim filminin çekileceği bir kamp alanındaydık sanki. Yine de sabah ne ile karşılaşacağım konusunda iyimserdim. Daha önce gitmediğim bir yere gittiğimde, sabah uyandığımda ilk yapacağım şey pencereden dışarı bakmak olur. "Neredeyim ben" sorusu hep var çünkü insan zihninde. Taa ilkokuldan itibaren her yıl zorla aldırılan atlaslarda, ilk önce yaşadığımız ülke ve şehri bulmamız da aynı meraka dayanıyor sanırım biraz.

Sabah 6 gibi uyandım. Gece bizi karşılayan fırtınanın esamesi kalmamıştı. Güneş yeni doğmuş, 20 metre ötede orman.. Sabah dışarıda kar yağdığını gören çocuğun heyecanına yakın bir hissiyatla kendimi dışarı attım. İki saate yakın bir sürede -nerede olduğum konusunda- merakımı giderdim. Kahvaltı öncesi etrafı gezdim, fotoğraf çektim, tepelere tırmandım. Her anlamda verimli bir gezi oldu. Bir ara, ceviz büyüklüğünde dolu yağdı bu arada. Tam olarak şundan bahsediyorum. Kimin eliydi hatırlamıyorum, donmuş garibim (:


Not: Epeydir işten fırsat bulamıyorum. "Taslaklarda duracağına burada dursun" yazısıdır.