Mustafa Onat's items Go to Must.'s photostream

22 Şubat 2013 Cuma

Balmorhea


Esas kahramanımız yanından ayırmadığı kulaklığını çöpe atar ve olaylar gelişir.

- Niye attın?
- Bozulmuş.
- Nasıl bozdun?
- Ne bileyim. Kablolar birbirine nasıl dolaşmışsa çözerken koparmışımdır belki. Bir taraftan ses gelmiyordu.
- Diğer taraf?
- Ordan geliyor.
- Çalışıyordu yani?
- Evet ama ne önemi var bunun?
- Ne demek ne önemi var, niye atıyorsun çalışıyorsa?
- Öyle müzik mi dinlenir abi tek taraftan..?
- Ne olacak abi, aynı müzik değil mi?
- &+;?’/%<^#  Yaa bi git işine!
- (Gülüşmeler)   (bunu artislik olsun diye yazdım :) )

Böyle uzayıp gidiyor diyalog. Bir tarafı bozulan kulaklığımı çöpe attığım için müsrif olduğumu düşünen iş arkadaşlarım var. Tek tarafıyla neden dinlemiyor muşum? İzah etmek istedim ama baktım olmayacak; deveye hendek atlatırım, o daha kolay.

Amacım Balmorhea’yı yazmaktı. Bir anda başka yollara saptıran, planlarımı altüst eden bir zihnim var benim. Balmorhea, Teksas orijinli bir grup. O kadar ince ve ustaca müzik yapıyorlar ki, tarzlarını da hesaba katınca, epey bir zaman İngiliz olduklarını düşündüm ben. Aslında tarzlarını anlatmak biraz güç. Deneysel müzik yaptıkları söyleniyor. Burada örnek iki şarkı bulunsun bence. Remembrance ve The Winter, Balmorhea'yı temsil ve ifade edebilirler. 
 
 
 
Şurada iyi müzik nasıl olur diye kendimce kriterlerimi sıralamıştım. Yeniden yazmayayım. Balmorhea aynı kriterleri barındıran, insanın ayaklarını yerden kesebilecek bir grup. Bir zaman önce, Last.fm’de dolaşırken konsere geleceklerini gördüm. Eşe dosta haber saldım ve biletlerimizi aldık. 11 Nisan’da Salon İKSV’de olacaklar. Yani olacağız.
 
İlgilenen ve hala haberi olmayan varsa, bitmeden şuradan bilet alınabilir. Bu günlük bu kadar.