Mustafa Onat's items Go to Must.'s photostream

10 Mayıs 2014 Cumartesi

Antep

İlk kez gittiğimiz bir yerden dönerken memnuniyetsiz ayrıldığımız zamanlar olmuştur. "Görmesem de olurmuş" dediğimiz zamanlar... Hatta "keşke gelmeseymişim" bile deriz bazen. Doğal güzellikleriyle ünlenmiş bir yere gidip ışıklandırılmış yapay ağaçlar, gelişigüzel dikilmiş beton yapılar vs. gördüğümüzde hevesimiz kaçar mesela. Uzungöl'de, son yıllarda gölün etrafına örülen ve gölü yapay bir havuza çeviren duvarları fark etmemek, fark edip bu duruma kızmamak mümkün değil. Ayder için de benzer şeyler ve daha fazlası söylenebilir. Tabii ki gittiğimize pişman olmayız ama içimiz burkulur, hevesimiz kaçar.

Kimi zaman da "keşke daha önce gelseymişim" diyeceğimiz yerlere düşer yolumuz. Mümkün mertebe gezmek ve seyahat etmekle kafayı bozan insanlar bu günler için yaşar. Gaziantep (bundan böyle Antep olarak yazılacak. Çünkü ben öyle istiyorum. Çünkü tembel olmak bunu gerektirir sevgili okur) böyleydi benim için. Bu seferlik, uzun uzun gevezelik etmeyip fotoğraf spotlarıyla devam edeceğim. Hadi yine iyisiniz.


Bey Mahallesi, Antep'in köklü medeniyetinden ve şehrin yüzlerce yıllık kültüründen derin izler barındırıyor. Dar sokakları, yüksek duvarları ve avlulara açılan kapıları ile kentin sivil mimari örneklerinin görülebileceği bu mahallede -ilgilenenler için- Oyuncak Müzesi'de bulunuyor. Müze için bir şey diyemem ama bu mahalle görülmeden dönülmemeli.

Şehir merkezinde, birkaç yer hariç görülmesi gereken her yer/mekân yürüme mesafesinde. (3-5 km'nin hesabını yapmayalım) Bey Mahallesi'nden Tahmis Kahvesi'ne geçerken, yolumun üstündeki çarşılara uğruyorum. Ticari ve turistik kaygılarla tarihini yaşatmaya çalışan yapmacık çarşılar yerine yaşayan çarşı ve pazarlar gördüm Antep'te. Şehir merkezinde herkese hitap edebilecek birçok çarşı ve bedesten var. 



Genelde ziyaretçilerin alışveriş yaptığını öğrendiğim Almacı Pazarı'nı geçtikten birkaç dakika sonra Tahmis Kahvesi'ndeyim. Uzun yıllar kentin önde gelen isimlerini, büyük yazar ve şairleri ağırlayan bu kahve, yakın zamanda restore edilmiş. Asma katlı ve yüksek tavanlı bu geniş kahvenin her yaş ve profilden konukları var. Pek kahve sevmeyen biri olarak Tahmis'in menengiç kahvesini çok beğendim. (Döndükten sonra, getirdiğim kahveleri biz de denedik bir umutla. Kim yaparsa yapsın oradaki gibi olmuyor. Tamam, bizim beceriksizliğimiz)
   

Tahmis Kahvesi'nden çıkar çıkmaz karşımızda Bakırcılar Çarşısı var. (Buraya ağır aksak bir ritimle bakır döven esnaf sesleri gelecek) Esnaf demişken; misafir olduğunuzu anladığı andan itibaren ev sahipliğini hissettiriyor Antep halkı. Yardımsever, ilgili  ve çok samimi insanlar tanıdım burada.

Şehir ve yapılaşma bilinci ise İstanbul'un kat kat önünde. Özellikle şehir merkezinde; ev ve dükkanların cepheleri, caddeler, sokaklar vs. kentin tarihi dokusunu zedelemeyecek şekilde dizayn edilmiş. El yordamıyla otantik hale getirmeyi amaçlayan sığ bir kaygıdan söz etmiyorum. Bilinçli ve programlı dokunuşlar yapılmış şehre. Bununla birlikte son derece modern bir kent de olmuş Antep.




Antep'te sabahın erken saatlerinde Beyran içiliyor. Bu çorba için tavsiye edilen mekân Bakırcılar Çarşısı'na yürüme mesafesindeki Metanet Lokantası. Ayrı ayrı pişen kırmızı et, pirinç, kemik suyu, bol sarımsak ve bol kırmızı biber bir sahanda karıştırılarak bir dakika kadar kızgın ateşe konuyor. Aynı metal sahanda da servis ediliyor. Yemek konusunda biraz hassas olduğum için bu ikramı geri çevirecek oldum. Fakat Beyran içmeden Antep'ten dönmek hoş karşılanmazmış. Burada şunu da belirtmek gerek; -nohut dürümü de saymazsak- Antep'te etsiz yemek yok gibi. İşgallere karşı savaşılan yıllarda, erzakı tükenen askerler sadece nohut ve ekmekle savaşı sürdürmüş ve bu kente gazi unvanını kazandırmışlar. Bu saygı ve bilinci hiçbir zaman yitirmeyen Antep halkı, nohut dürüm aperatifini günün her öğününde tüketmeye devam ediyor. 

Beyran sınavını geçtikten sonraki günün sabahında sırada katmer var. Sadece katmer için Antep'e gitme tekliflerini geri çevirmem galiba. Künefenin hafifi olarak tarif edebileceğim katmer, incecik açılmış yufkaya kaymak ve fıstık sürülerek/dökülerek fırına sürülüyor. Katmerci Zekeriya Usta'da, katmerin nasıl hazırlandığını görmek için önce içeri davet ediliyoruz. Gözümüzün önünde hazırlanan katmer, fırına verildikten bir dakika sonra da servis ediliyor. (İstanbul'da da iyi katmerin yerini bilen varsa söylesin ne olur)


Yine şehir merkezinde, birçok yerden görülebilecek Antep Kalesi var. Restorasyon nedeniyle sadece etrafında dolaşabildik. Kalenin hemen yamacında, zaten görmek istediğim Tarihi Kır Kahvesi vardı. Tahmis gibi bu kahve de tarihi dokusu mümkün mertebe korunarak yenilenmiş.


İlk kez gittiğim şehirlerde müze, hayvanat bahçesi, luna park vs.. yerine şehri görmeye çalışırım. Caddeler, sokaklar daha cazip gelir. Antep'te çok sayıda tematik müze var. Hepsinin önünden geçip gittim, fakat Zeugma Müzesi o kadar anlatıldı ki görmeden dönmek olmayacaktı. Zeugma Müzesi, garın arkasında geniş bir alanda inşa edilmiş. Çarşıların ve kalenin de bulunduğu şehir merkezine 4-5 km uzaklıkta. Taksiyle 7-8 dakikada ulaşılıyor. Toplu taşıma araçlarıyla da gidilebilir. 




Aksilik olmazsa yarın sabah yolum tekrar Güneydoğu'ya düşecek. Kendime 4 günlük tatil hediye ettim. Kesin bir planım olmamakla birlikte Hasankeyf, Midyat, Mardin ve Diyarbakır'ı görmeyi umuyorum. Çok acele etmemek için Urfa'yı bu seferlik programdan çıkardım. Bu şehirlere ilişkin tavsiye ve notlarınız varsa lütfen iletiniz.

Bu günlük bu kadar.

4 yorum:

  1. Çok tavsiyelerim vardı ama görüşemedik be Muhalif. Sen de hiç ses etmiyorsun... Mardin'de, Ulu Cami'ye giderken sağda, ovaya bakan tarafta kalan "Yemen Kahve"den bana 250'şer gram iki-üç paket "Merin" kahvesi alabilirsen nasıl mutlu anlatamam. Söz, bu sefer parasını vericem :) Kahveler hazırlanırken 'Merin kahve'nin mucidi olan amcayla sohbet ve kahve ikramı da senin yanına kâr kalır ha, ne dersin? Yoksa geç mi kaldım! Nayır, nolamaz....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunu döndükten sonra gördüm. Keşke telefondan ulaşsaydın. O kadar da önünden geçtim :/

      Sil
  2. Fotoğraflar çok güzel Mustafa oraya gitmiş kadar oldum yine. Kısmetse bu sonbahar'da yine gideceğim antep'e. Çok güzel şehir ya;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Tekrar tekrar gidilebilecek bir yer. Bu gidişinde fahri hemşehrilik beratını verirler artık sana :)

      Sil