Mustafa Onat's items Go to Must.'s photostream

15 Mayıs 2011 Pazar

Rapor


Geleneksel(!) Balık Avı Etkinliğimizin ikincisini gerçekleştirdik. Geçen yıl bu zamanlar Bebek’teydik. Bu yıl ise, hafta içi aldığımız duyumlarla Anadolukavağı açıklarında avlandık. "Boğazda istavrit bırakmadık" desem biraz abartmış olurum belki. Fakat avcılıkta abartının bu kadarının anlayışla karşılanacağını umuyorum. (: Bir köy kahvesinde saatlerce anlatılmayı hak eden performansımız sonucunda; önümüzdeki hafta İstanbul ve çevre illerdeki balık arzında daralma ve buna bağlı olarak da balık satış fiyatında belirgin bir artış olacak. Bu kayda değer haberi Balıkseverlere şimdiden duyurmuş olayım.

İşin şakası bir yana geçen yılki kadar olmasa da epeyce bereketli geçti günümüz. Kiraladığımız tekne ile Sarıyer'den Anadolukavağı açıklarına hareket ettik. Mevsim, avlanma şeklimiz ve avlandığımız alan istavrit için uygunmuş. İlk paragraftaki bilgiç tavrımın aksine, pek balık kültürüm yoktur açıkçası. Malumunuz balık türlerinin ideal boyutları var. Biz 14-15 cm’in altındaki istavritleri kovaya değil, denize attık. Çevremdeki bazı insanlar "yarım kilo hamsi yiyebilirim" gibi şeyler söylüyor. Ben bir tane bile yemedim. Karnımı doyurabilecek kadar balık yiyen biri değilim zaten. En fazla tadına bakarım o kadar.

Sonuç olarak sabahın köründe, güneşsiz ve sisli başlayan günün sonunda; birkaç kg. istavrite ek olarak hafif bir yorgunluk, kollarımda güneş yanığı ve aşağıdaki fotoğraflarla eve dönmüş oldum. Bir sonraki av hikayesinde görüşmek üzere.. (:
Siyah beyaz değil, gerçek renk gri




Dönüşte dinleniyorum (:
_________________________________________________



* Son 3 fotoğraf bir önceki avdan.

12 Mayıs 2011 Perşembe

Rumeli Hisarı

Küçükken bahçemizdeki kiraz ağacının yüksek dallarına bakar ve rahatlıkla o dallara çıkabileceğimi düşünürdüm. Aşağıdan gözüme kestirdiğim dallara tırmandığımda ise, o dalların tahmin ettiğimden çok daha yüksekte olduğunu fark ederdim. Ondan sonra inmek daha büyük bir eziyet olurdu tabii. Aynı dallara çıka çıka ağaca çıkmayı ezberledim. Tahmin ediyorum yükseklik korkumu böyle yenmiştim. Bir de ikinci katlarından kuma atladığımız inşaatları unutmamam gerek.
Geçen hafta sonu, Beşiktaş’ta kahvaltıdan sonraki planımız bir şekilde suya düşünce, günümüz boşa gitmesin diye Rumeli Hisarı’na gittik. Dar, dik ve yüksek basamaklı merdivenlerden ulaştığımız surlar bir anlığına yükseklik korkusunu hatırlatsa da sonuçta ben kazandım. Çocukluğumda yaptığım pratikler boşuna değilmiş. (:



11 Mayıs 2011 Çarşamba

Ne yapmak lazım?

"Hayatı ertelememek lazım.
Fikirleri hayata geçirmek lazım.
İyi uyku uyumak lazım.
Bol bol sebze yemek lazım.
Yürüyüş yapmak lazım düzenli olarak, belki her sabah..
Hayatın bir müziği var. Herkesin kendi hayatının müziğini bulması lazım ve onunla yaşaması lazım." *
* Yaşar Kurt'un, bir röportajda "tavsiyeniz nedir?" sorusunu verdiği cevap. Sıraladığı tavsiyeleri uygulamak basit mi yoksa zor mu çözemedim. Özellikle ilk maddeden sınıfta kaldım.