Dün akşam Borçka'dan Efeler'e, (eski ismi Eprat) konaklayacağımız pansiyona ulaştık. Akşam 9-10 gibi gelebildiğimiz için, karanlıkta yakın yerler dışında pek bir şey göremedik. Buna rağmen beklentilerimi oldukça yüksek tutmuştum. Böyle bir coğrafyada daha azını düşünemiyor insan. Normalde bir tatil gününde erken uyanma huyum yoktur. Bu sabah uyandığımda saat tam altıydı. Alarm kurmadığım halde hem de. Ben tembelim filan diyorum ama o kadar da değilmişim demekki. İstanbul'da tembelleşiyormuşum biraz.
Pencereden baktığımda öylece kaldım diyebilirim. Sanki karşımdaki görüntü bir yere kaçacakmış gibi elimi yüzümü bile yıkamadan fotoğraf makinesini kapmışım. Sonra kendime gelip şapşallığıma güldüm. (: Fazla vakit kaybetmeden sabah turuna çıktım. Kahvaltıdan önce iki saat kadar yürümüşüm. İstanbul'da 10 saat bile uyusam, uyandığımda üzerimde saçma bir yorgunluk varken, burada 5 saatlik uykuyla epeydir hatırlayamadığım kadar dinç uyandım.
Sabahki yakın mesafe yürüyüşten sonra, gün boyunca etrafı tanımak için yürüyüş güzergahlarını aşındırdım. Herhangi bir yerin kafamda harita olarak şekillenmesi önemlidir benim için. Bu anlamda faydalı bir gün oldu. Artık buraya dair planlarım daha elle tutulur hale geldi. Ayrıca önemli biriyle tanıştım. Burada bulunma amaçlarımdan teki için önemli bir gelişme. Şimdilik bu kadar. Fotoğraflarla daha sonra ilgileneceğim.
Çok kıskandım...
YanıtlaSilUmarım bir gün yolunuzu Macahel'e düşürebilirsiniz.
YanıtlaSil