Çocukluğumdan beri sporun neredeyse her türünü izlerim. Küçük yaşlardan itibaren spor müsabakalarını takip ediyor olmam, zaman zaman evde küçük sorunlara neden olurdu. Mesela F1’i sıkı takip ettiğim yıllarda, F1 araçlarının gürültülü motor seslerinden rahatsız olan annem “şu yarışlar yüzünden hafta sonlarının gelmesini istemiyorum” derdi. Nasıl bıktırmışsam artık.. Bununla birlikte ister istemez kimi sporlara kendisi de ilgi duymaya başladı sonra. Hatta iş öyle bir noktaya geldi ki; bazen annemin futbol bilgisinin kardeşimden daha çok olduğunu düşünmüyor değilim.
Bazı spor türlerini vakit geçirmek için izlerken bazıları için özellikle vaktimi ayırırım. Tenis ikinci kategoriye giriyor. Bu keyfi yerinde yaşamak için geçtiğimiz Pazar WTA finalindeydim. Dünyanın en iyi sporcularını yakından izledim. Televizyonda fark edemediğimiz kimi detayları canlı canlı izlemek güzeldi. Bazı aksaklıkları saymazsak oldukça eğlenceli bir gündü. Ama saymazsak; ben sayacağım.
Ülkemizde 'kahve içmezse ölecek hastalığı'na yakalanan kadınlar var. Allah onlara acil şifalar versin. Maçlar boyunca ellerindeki karton kahve bardaklarıyla önümüzden geçip durdular. Set aralarını geçtim, oyun aralarındaki 1-2 dakikalık molalarda bile yerlerinde duramadı hanımlar. Bir insan, sadece bir saatliğine oturduğu yerde nasıl duramaz, benim aklım almıyor.
İkinci sıkıntı ise salonu panayır alanına çeviren çocuklar. Bilirsiniz düğün salonlarında da çok var onlardan. “Çocukları pistten uzak tutun” anonsları yapılır sürekli. Ama çocuklar yine de salonda fink atar. Orada beni rahatsız etmez bu. Çünkü oradan oraya koşturan çocuklara varıncaya kadar onlarca rahatsızlık veren şey var düğün salonlarında. Baştan aşağıya sıkıntı. Bu konuya girmeyeyim. Şunu ekleyeyim sadece; düğünlerde kendilerini kaybeden çocuklar, o yapay ve saçma atmosfere zarar vererek iyi bile yapıyorlar. Ama spor salonunda olmuyor işte.. Ellerinde organizasyon sponsoru şirketlerin promosyon ürünleriyle koşturup durdular. Çoğu zaman peşlerindeki kocaman (fiziksel olarak) adamlar da onlara eşlik etti. “Çocukla çocuk olmak” iyidir; kabul ama insanların maç izlemek için geldiği spor salonlarında çocukla çocuk olunmaz. Birazcık efendi olur insan!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder