Geçtiğimiz yaz, yıllardır aklımdaki coğrafyaya gitmiş ve zihnimdeki belirsizliklere büyük ölçüde son vermiştim. 6-7 nesil önceden dedelerimizin terk etmek durumunda kaldıkları; ara nesillerdeki dedelerimizin de gidip görmediği, ama büyüklerinden duydukları kadarıyla bize anlattıkları köylerde uyumuş, sabah etmiş, yollarında yürümüş, patikalarında kaybolmuş, insanlarıyla sohbet etmiştim.
Macahel'den bahsediyorum. O zaman çok sayıda insan, hikaye ve fotoğraf biriktirdim. Geldiğimde merak edenlere anlattım. Kimi can kulağıyla dinledi. "Ne işin vardı dağlarda, denize gitseydin ya.." diyenlere de hafiften alaycı bir tavırla gülümsedim. Herkesle konuşmadım, geçiştirdim. Fotoğraflara bakıp vadide kendi kendime gezindim. Bu yerleri neden doğru düzgün çekememişim diye düşündüm. Kendime kızdım; "ya bu makinenin hakkını ver ya da makineyi başkasına ver" dedim. Her defasında özenle yerleştirdiğim çantadan çıkardım makinemi. Huyunu suyunu daha iyi öğrenmek için daha çok vakit ayırdım. Kendimi, Macahel'e bir daha gittiğimde makinemin canını çıkarmam gerektiğine inandırdım. Bu arada; dikkat ederseniz, bir daha gitmek için sebep de bulmuş oldum. Bu yaz olmayabilir, emin değilim. Belki olabilir de..
Macahel'den bahsediyorum. O zaman çok sayıda insan, hikaye ve fotoğraf biriktirdim. Geldiğimde merak edenlere anlattım. Kimi can kulağıyla dinledi. "Ne işin vardı dağlarda, denize gitseydin ya.." diyenlere de hafiften alaycı bir tavırla gülümsedim. Herkesle konuşmadım, geçiştirdim. Fotoğraflara bakıp vadide kendi kendime gezindim. Bu yerleri neden doğru düzgün çekememişim diye düşündüm. Kendime kızdım; "ya bu makinenin hakkını ver ya da makineyi başkasına ver" dedim. Her defasında özenle yerleştirdiğim çantadan çıkardım makinemi. Huyunu suyunu daha iyi öğrenmek için daha çok vakit ayırdım. Kendimi, Macahel'e bir daha gittiğimde makinemin canını çıkarmam gerektiğine inandırdım. Bu arada; dikkat ederseniz, bir daha gitmek için sebep de bulmuş oldum. Bu yaz olmayabilir, emin değilim. Belki olabilir de..
İlk paragrafta bağlantılarını paylaştığım yazılarda kısmen bahsetmiştim. Macahel, Gürcistan-Türkiye sınırında 18 köyün yerleşik olduğu bir vadi. Köylerden 6'sı Türkiye, 12'si Gürcistan tarafında. Bu arada Macahel vadisi, UNESCO'nun Türkiye'de biyosfer rezerv alanı olarak kabul ettiği ve koruduğu tek bölge. Türkiye'nin başka bölgelerinde bulunmayan binlerce çiçek ve bitki çeşidi yaşıyor. Bu nedenle doğal arıcılık gelişmiş durumda. Bal, organik olması amacıyla 20, 30 mt yükseklikteki ağaçlarda kara kovan sistemiyle üretiliyor. Ayrıca -üzgünüm ama- çoğumuzun marketlerden aldığı sarı sıvılar bal değil :) Macahel'de yediğim bal genzimi yakacak bir tad ve aromaya sahipti. Bu etkisini azaltmak için kaymakla yemek zorunda kaldım. :)
Yukarıdaki fotoğrafta vadinin başlangıcı olan Beyazsu ve Gorgit Yaylaları görünmekte. Yaylaların zirvelerinden itibaren vadi başlıyor. Dere içinde görünen köy Efeler (Eprat). Fotoğrafın sola alt kısmında görünen yapılar ise Fehmi abinin konakladığım pansiyonu. Birkaç sabah bu vadiye karşı uyandım.
Bu fotoğrafta ise vadinin diğer tarafı görünmekte. Yani Gürcistan tarafı. Alt kısımda Kayalar Köyü'nün bir mahallesi var. Hemen sonrasında da sınır.. Uzakta görünen köy Gürcistan tarafında. Sınır kavramına başka zaman detaylıca değinmek istiyorum.
Tamamı olmasa da; Flickr'da başka fotoğraflar da var.
Çok güzeldir bizim oralar... ;)
YanıtlaSilSizin oralar?
YanıtlaSilHepimiz mi oradan göçmüşüz yoksa? :)
Yaylalar güzeldir ya! Hele doğu karadeniz yaylalarının üstüne yok ki yok...
YanıtlaSilEveeet...Trabzon-Ankara arası bir hayat ;)
YanıtlaSilÖyle Aze;
YanıtlaSilYaylalar, dereler, köyler, ormanlar... :)
Ceren;
Mekik dokuman iyiymiş. Ben 120 yıl sonra gittim. Misafir sanatçı gibiydim maalesef :/
Buralara bi' an önce gitmeli. Hipnoz oldum. Fotoğraflara bakıp kitleniyorum.
YanıtlaSilK.C.S.;
YanıtlaSilOralar fotoğraflardan seksenbin kat daha güzel.
aklıma düştü, önümde 4 sene var inşallah kısmet olur da giderim ^^ bi de nası okunuyor şimdi makahel diye mi ^^
YanıtlaSilâyine;
YanıtlaSilÖyle değil. Yazıldığı gibi okunması daha doğru. En doğrusunu sorarsan;
C: Gürcü alfabesinde c ile ç arasında bir harf var. Dile aşina olmayanlar için telaffuz etmek bir hayli zor. Ç'ye daha yakın.
H: Harf, Fransızlar gibi boğazdan, daha sert telaffuz edilmeli. Ya da Arapça'daki noktalı H harfi gibi diyelim.
Sonuna da cümle yapısına göre "i" ya da "a" eklenebiliyor.
"Maçaȟela" gibi oluyor. Maçahel de denebilir.
Sen gitmek istedikten sonra bu detaylar hiiiç önemli değil :)
Fotoğraflara bakakaldım, elinize sağlık. Çok güzel yerler, yaylalar... İlk fırsatta Gürcistan taraflarına gitmeyi istiyorum ben de.
YanıtlaSilalkım;
YanıtlaSilTeşekkürler. Bloglarınıza baktım da; bu kadar gezebilen biri için çok zor olmasa gerek. Bir sırt çantasına bakar :)
hıhım ama şimdi buradakilere yanlış söyleyeceğim anlaşamayacağız ki anlaşmak pek mümkün olmuyor çoğu zaman :)
YanıtlaSilyıllar yıllar önce borçka'nın gürcistan sınırındaki bir köye gitmiştim, büyülenmiştim desem abartmış olmam..bugünlerde biraz hüzünlü o anılar benim için.. yeniden gitmek istiyorum ve macahel de görmek istediğim yerlerden, karadenizin tulum sesine karışan hüzünlü güzellikte asil bir doğası var benim için.
YanıtlaSildiğer fotoğraflarına da bakıyorum, kıskançlık mı? elbette :)
âyine;
YanıtlaSilBir süre sonra frekanslarını yakalarsın herhalde :)
nil;
Bu köyler o köyler işte. Borçka ve Batum sınırındalar. Köylerin bulunduğu vadinin ismi de Macahel. [ ESC :) ]
çok güzelmiş. Bende bloğuma beklerim.
YanıtlaSilGörüşmek üzere
www.bakbuharika.blogspot.com
Büyülenmemek elde değil. :)
YanıtlaSil