Mustafa Onat's items Go to Must.'s photostream

13 Temmuz 2011 Çarşamba

Otoriter soru bankası

Bir toplu taşıma aracındayız. Akşam saatlerinde, otuzlu yaşlarında bir çift bindi. Adam görevliye parayı verirken, kadın bir yere geçip oturmak yerine yanında bekledi kocasının. Kocası fazla para vermesin diye dikkatlice para sayan elleri seyretti. Ödeme işlemi bitince, adam karşısına ilk çıkan boş ikili koltuğu gözüne kestirdi ve oraya doğru hareket etti. Kadınsa dolu veya boş olmasını gözetmeksizin otobüsteki tüm koltuklara göz gezdirdi. Tahmin ediyorum hepimizle göz göze geldi. Kocasının seçtiği yeri es geçerek önümdeki boş ikili koltuğun cam kenarına oturdu. Kocası da koridor tarafına... Bu arada adamın kucağında da bir bebek var.

Kadının ses ayarı bozulmuş. Onun normal konuşurkenki ses tonuna bağırarak zor ulaşırım. Her kelimesini istisnasız otobüsteki herkes duyuyor. Ben hemen arkalarında olduğum için duymama ihtimalim yok zaten.

Kadın: Evin kapısını kilitledin mi?
Erkek: Hııhı, kilitledim.
Kadın: Anahtar?
Erkek: Cebimde.
Kadın: Ver çantama koyayım, düşüp müşmesin.
Erkek: … (Ses yok, anahtarı veriyor karısına. Neyse ki anahtarın kaybolma tehlikesi yok artık, güvende.)

Kadın sürekli sorular soruyor kocasına. Adam da genelde “evet ve hayır”lardan ibaret kısa cevaplar veriyor. Cümleleri biraz uzadığında kadın müdahale ediyor zaten. Sonra ısrarla yeni sorular soruyor. Soru bankası gibi kadın. Aralarındaki konuşmalardan bebeklerini doktora götürdüklerini öğreniyoruz. Kadın sormaya devam ediyor:

Kadın: Randevuya yetişir miyiz?
Erkek: Yetişiriz herhalde.
Kadın: Yetişemezsek. Söyledim sana "geç kalıyoruz" diye.
Erkek: Daha bir saatten fazla var, yetişiriz. Erken çıktık zaten.
Kadın: Arasak mı doktoru? Kapatmasın muayenehaneyi.
Erkek: Yetişiriz ama... Sen bilirsin.
Kadın: Neyse… Rahatsız etmeyelim adamı. Hastası vardır belki.
Erkek: …
Kadın: Ya da arasana sen. Sekreteri var zaten. Ona söyleriz “geliyoruz” diye. (Rahat edemedi)

Çantasından çıkardığı telefonu kocasına verdi. Adam numarayı tuşladı. Telefonu kulağına götürdü. Ama daha konuşamadan “Dur! Sen söyleyemezsin şimdi” diyerek elinden kaptı karısı. Adamın söyleyemeyeceği şey nedir merak ettim tabii. Ya kadın çok yetkin ya da kocası çok beceriksiz!

"Merhaba, ben Ahmet’in annesiyim. Doktor Bey’den randevu almıştık. Yoldayız biz, geliyoruz. Kapatmayın diye aradık."

Telefonu kapattı kadın. Bu zorlu görevi başarmanın verdiği gururla, araçtaki herkese bir kez daha göz gezdirerek telefonu çantasına koydu. Bunu mu yapamayacaktı şimdi adam? Eli yüzü düzgün, aklı başında, normal bir insan. Olanlara hiç ses çıkarmadı garibim. Bilmem kaç yıllık bir ezginlik var üzerinde. Kadınsa kendinden emin, otoriter Nazi subayı gibi. Ama rahatsızlık verecek olağanüstü bir şey yokmuş ve her şey normalmiş gibi davranıyor.

Ben otobüsten indiğimde kadından kurtuldum. Kocasına da Allah kolaylık ve sabır versin. 

8 yorum:

  1. hasta ruhlu bi tipmiş, yazıkmış, bizden uzak Allah a yakın olsunmuş :D

    YanıtlaSil
  2. ayyy kadına bak. :D adamı ablukaya almış resmen :(

    YanıtlaSil
  3. Eğer sabır ödülleri diye bir şey verilseydi, adam Oscar'ı alırdı. 10 dakikada hem de..

    YanıtlaSil
  4. Merhaba,

    Fenaymış. Merak ettim, adam neden bu kadar teslim olmuş acaba.

    Belki de gerçekten idare edilmesi gerektiği öğretilmiş ona doğduğu andan itibaren. Kadın kadar adam da yanlış bence bu sahnede.

    Allah Ahmet'e yardımcı olsun diyeyim :))

    YanıtlaSil
  5. Merhaba,
    Belki doğduğu andan, belki evlendiği andan itibaren.. Ben de bilemiyorum.

    YanıtlaSil
  6. Böyle insanların olduğunu görmek güzel. Hep erkekler mi ezecek? (:

    YanıtlaSil
  7. acıdım adama da çocuğa da. bu karakterlerle ve iyi bir oyuculukla çok tatlı bir kısa film olabilirdi:)

    YanıtlaSil
  8. NoX; sana katılamıyorum. Eziliyorlarmış gibi yapıp insanın tepesine çıkıyorlar. (:

    evvah; mümkünse çok kısa olsun lütfen, rica ediyorum (:

    YanıtlaSil